Nergis Çiçeğinin Hikayesi

Narcissos yakışıklı bir avcıdır. Bulunduğu diyarda herkes ona hayrandır. Yine aynı diyarda Echo adında bir peri kızı yaşamaktadır. Echo öyle güzeldir ki herkes ona aşıktır fakat Echo hiç birine karşılık vermez. Bir gün ormanda gezerken genç yakışıklı acvı olan Narcissos'u görür oracıkta aşık olur. O güne kadar herkesin aşık olduğu Echo ilk defa birine aşık olmuştur. Ne yazık ki Narcissos bu aşka karşılık vermemiştir. Bunun üzerine Echo günden güne bu aşk yüzünden içine kapanır ve ölür. Öldüğünde bedeni dağlara, sesi ise bugün Eko dediğimiz yankıya dönüşür. Bunun üzerine Olimpos dağlarında yaşayan tanrılar çok kızar ve Narcissos'u cezanlandırmaya karar verirler. Günlerden birinde av izindeki Narcissos su içmek için önünde bulunan nehire eğilir. Tam o sırada su da yansıyan kendi güzelliğini görür ve kendine aşık olur. Öyle aşık olur ki gözlerini alamaz ve orada öylece kalır. Ne su içebilir ne de yemek yiyebilir. Günden güne erimeye başlar ve sonunda oracıkta ölür. Öldükten sonra onun vücudu nergis çiçeklerine dönüşür.

Bugüne kadar hikayeyi bu şekilde biliyordum. Ta ki "Tanrılar Okulu" adlı kitabı okuyana kadar. Kitap da Narcissos'un hikayesini resmeden bir tablo üzerine bu konu açılıyor ve farklı bir bakış açısı ile hikaye aşağıdaki gibi yorumlanıyor.

Narcissos'un nehirde gördüğü görüntünün insanları kendine esir alan dünyanın kendisi olduğunu ifade ediyor. Öyle ki insan kendi dünyasını yarattı ve dünyayı kendi yarattığını unuttu. Sonrasında bu dünyaya teslim oldu.

"Dünyanın kendi yansıman olduğunun farkına vardığında ondan özgür olursun"

İnsan ne düşünür ve ne hissederse dünya aslında ona dönüşür. Dünyasını etkilediğini fark edemeyen insan sürekli dünyadan etkilendiğini düşünür. Bu dış koşullara teslim olmaktır. Şuçlu hep bizim dışımızdaki dünyadan gelir. Hata hep dünyadadır. Böyle olduğu sürece insan bir şeyleri değiştirebileceğinin farkına varmaz kendi yarattığı dünyaya teslim olur.

Bunu fark etmek bu yüzden değerlidir. İnsan hayatını kendi şekillendirdiğini fark ettiği an tekrar gücü eline alacaktır. bu şekillendirme işlemi herkes de farklı bir anlam ifade edebilir. Bu anlamlardan kavraması en kolay olanı algının gerçek oluşudur. Siz nasıl bir dünya algılamak isterseniz dünya ona dönüşecektir. Çok basit bir örnek ile anlatmak gerekirse yağmur yağması şehirde hayatı felce uğratabilir fakat köyde çiftçi yağmuru rahmet bilir. Yağmur belirli sürede hayatı yavaşlatsa da hasat zamanı verimi arttırır. Artan verim fiyatları düşürür. Bu sebeple siz yağmur yağdığında ne düşürseniz yağmur ona dönüşecektir.